9 Şubat 2010 Salı

Bursa ilçe camileri

Hacı Ali Paşa Camisi (Gemlik)

Gemlik Armutlu’da bulunan Hacı Ali Paşa Camisi’nin Orhan gazi döneminde yaptırıldığı halk arasında söylenmekte ise de Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bununla ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Ayrıca kuzeyine de bir son cemaat yeri eklenmiştir. Ahşap çatı ile örtülü caminin güney duvarında yedi cepheli mihrap nişi ve iki yanında da birer pencere bulunmaktadır. Ayrıca batı duvarında iki sıra halinde dışa açılan üç pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Caminin en önemli yeri ahşap hariminin tavanıdır. Bu tavan baklavalı motiflerle bezenmiştir.

İbadet mekanının kuzey köşesindeki bir kapıdan caminin orijinal minaresine çıkılmaktadır. Çokgen kaideli minare taş ve tuğladan yapılmıştır.


Bakkal Piri Camisi (Gemlik)

Gemlik Büyükkumla Köyü’ndeki bu caminin kitabesi bulunmamaktadır. Ancak haziresindeki Veli Dayı’nın oğlu Ali’nin 1728-1729 tarihli mezar taşı bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde de bu caminin ismi geçmektedir.

Cami, güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Son cemaat yeri ile ibadet mekanının birleştiği köşede minaresi bulunmaktadır. Caminin üzeri düz bir tavanla örtülmüştür. Güney duvarında yedi cepheli mihrap bulunmaktadır. Son cemaat yeri de dikdörtgen planlı olup, iki sütunun taşıdığı üç sivri kemerle dışa açılmaktadır. Cami, mihrap doğu ve batı cephelerinde açılan iki sıra pencerelerle aydınlatılmıştır.

Düzgün moloz taştan yapılan bu caminin minaresi silindirik gövdelidir. Caminin içerisinde mihrap nişindeki perde ve zincir motifleri dışında bir bezemesi bulunmamaktadır.

Sel nedeniyle harap olan bu cami, yakınındaki taş ocağının dinamitlenmesinden ötürü de zaman zaman zarar görmüştür.


Yeni Cami (Gemlik)

Bu cami, Panagia Pazariotissa Kilisesinden 1922-1923 yıllarında camiye çevrilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, kapalı Yunan haçı planındaki bu yapının ibadet mekanında dört payeye oturan kubbe, onun dışında kalan mekanlar da birer yarım kubbe ile örtülüdür.


İshak Paşa Külliyesi (İnegöl)

İnegöl Çarşısı içerisinde yer alan İshak Paşa Camisi, medrese ve türbesi ile birlikte bir yapı topluluğu oluşturmuştur. XV.yüzyıl Osmanlı mimarisinin örneklerinden biri olup, İshak Paşa’nın 1486 tarihli vakfiyesinden öğrenildiğine göre, külliyede ayrıca imaret, zaviye, han ve ahır da bulunuyordu. Bunlardan günümüze yalnızca cami, medrese ve türbe gelmiştir.

İshak Paşa, Sultan II.Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde yaşamış önemli bir devlet adamı idi. 1451’de Anadolu beylerbeyliği’ne getirilmiş, İstanbul’un fethine katılmış, Fatih Sultan Mehmet döneminde üç kez Başvezir olmuştur. Selanik sancağı kendisine verilmiş, 1487’de de Selanik’te ölmüş, vasiyeti üzerine İnegöl’e getirilerek buradaki külliyesine gömülmüştür (1487).

İshak Paşa Camisi 1486 tarihli vakfiyesinden öğrenildiğine göre; 1468-1469 yıllarından önce tamamlanmıştır. Bugün caminin kuzey cephesindeki kapı üzerinde bulunan kitabe, Sultan II.Abdülhamit (1876-1909) tarafından 1877’de tamir edildiğini göstermektedir.

İshak Paşa Camisi kuzey-güney doğrultusunda birbirlerine eş kare planlı, üzeri kubbeli iki mekan, bunlardan girişin sağ ve solundaki yine küçük kubbeli iki yan mekandan meydana gelmiştir. Bu plana göre de İshak Paşa Camisi ters T planlı, yan mekanlı veya zaviyeli camiler grubuna girmektedir.

Caminin kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda altı payeli, üzerleri kubbeli beş bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Buradaki payeler birbirlerine ve caminin kuzey duvarına sivri kemerlerle bağlanmışlardır. Son cemaat yerinin güneybatı köşesinde de dışa dört cepheli bir çıkıntı yapan minare yerleştirilmiştir. Son cemaat yerinden ibadet mekanına giriş kubbesinin üzerine altıgen bir aydınlık feneri yerleştirilmiştir.

İbadet mekanının güney duvarında dikdörtgen bir mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap nişinin iki yanına altlı üstlü ikişer pencere açılmıştır. Ayrıca doğu ve batı duvarlarında yine ikişerli altlı ve üstlü pencereler bulunmaktadır. Kubbe kasnağının ekseninde, güney, doğu ve batısında da birer pencere bulunmaktadır. Yan kanatların güney duvarlarında yarım yuvarlak birer niş, üstlerinde de ikişer pencere, yan duvarlarında da yine ikişer altlı ve üstlü ikişer pencere bulunmaktadır.

Caminin iki ana mekanı ve yan kanatlarını örten kubbelerin hepsi sekizgen kasnaklıdır. Ve bu kasnaklara da pencereler açılmıştır. Kubbeye geçişler pandantiflerle sağlanmıştır. Caminin içerisi sıvalıdır. Ancak kubbelerin ortasında bitkisel bezemeler görülmektedir. Kesme taş ve tuğladan yapılan duvarlarında bir sıra kesme taş, iki sıra da tuğla uygulanmıştır. Ayrıca kesme taşlar arasına birer tuğla da dikey olarak yerleştirilmiştir. Bugünkü minare gövdesi yeni olup, yalnızca iki kesme taş ve iki tuğladan oluşturulan kaide ve pabuç kısmı orijinaldir.


Kasım Efendi Camisi (İnegöl)

Kasım Efendi Camisi’nin içerisindeki bir levhadan 1521 yılında yapıldığı ve 1955 yılında da yenilendiği öğrenilmektedir. Caminin banisi hazirede mezarı olan İdrisoğlu Şeyh İlyas’ın oğlu Antakyalı Kasım Efendi’dir.

Cami yapıldığı tarihten itibaren geçirdiği onarımlar nedeniyle özelliğini kaybetmiştir. Moloz taş ve tuğladan yapılan caminin üzeri ahşap tavanlıdır.


Yıldırım Camisi (Cuma Camisi-Yukarı Cami-Kurşunlu Cami) (İnegöl)

İnegöl Kurşunlu Köyü’ndeki bu caminin kitabesi bulunmadığından banisi konusunda bazı tereddütler bulunmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bulunan “Hançerli Fatma Sultan Cami-i Şerifi Vakfı” 1543-1544 tarihli vakfiyenin bu camiye ait olduğu belirtilmiştir. Ali Saim Ülgen bu camiyi mimari özelliklerinden ötürü Sultan I.Murat (1362-1389) veya Yıldırım Beyazıt (1389-1402) dönemine tarihlendirmektedir. Prof.Dr.Semavi Eyice de Yıldırım Beyazıt dönemine ait olduğu kanısındadır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı, üzeri tonozla örtülü üç bölümlü bir mekan ve bunun sonunda da kubbe ile örtülü ibadet mekanı bulunmaktadır. Bu plan düzenine göre yapı ters T veya yan mekanlı tabhaneler grubuna girmektedir. İbadet mekanının güney duvarında beş cepheli bir mihrap nişi, bunun iki yanında birer dikdörtgen niş ve batısında da minberi yer almaktadır. Doğu ve batı duvarlarında ikişer penceresi vardır.

Caminin giriş kapısının batısında silindirik gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Yapı bütünüyle moloz taştan yapılmıştır. Ancak pencere alınlıkları, kemerleri ve minare gövdesi tuğladandır.

Günümüzde bu caminin duvarları sıvanmış, orijinal kalem işleri kaybolmuş, kubbelere yazı ve bitkisel motiflerden oluşan yeni bir bezeme yapılmıştır.


Karaca Bey Camisi (Kurşunlu Camisi-İmaret Camisi) (Karacabey)

Karaca Bey camisi’nin kitabesinden bu yapıyı Fatih Sultan Mehmet döneminde Karaca bey’in 1456-1457 yıllarında yaptırdığı öğrenilmektedir.

Cami, yan mekanlı, ters T planlı zaviyeli camiler grubundandır. Caminin son cemaat yerinden sonra peş peşe sıralanmış iki kubbeli mekan ile onların yanındaki yine kubbeli iki yan kanattan meydana gelmiştir. Son cemaat yeri altı sütunun taşıdığı ve birbirleri ile cami duvarına bağlantılı kemerlerin oluşturduğu üzerleri kubbeli beş bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan ortadaki bölüm girişi belirttiğinden daha gösterişlidir. Çok renkli taş ve mermer işçiliği burada uygulanmıştır. Caminin girişi iki renkli taşlarla, palmet motifleri ile şekillendirilmiştir. İbadet mekanının ilk bölümü kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. Diğer ibadet bölümünden sivri bir kemerle ayrılmaktadır. Bu bölüm de pandantifli ve kubbelidir. Burada bulunan mihrap, beş cephelidir. Mihrabın iki yanında birer, iki yan kenarında da ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. İki yan kanatlar ile son cemaat yeri arasında bir dehliz bulunmaktadır. Bu dehlizin sağına da minare yerleştirilmiştir. Buradaki yan mekanlar altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır.

Minare kübik kaideli, silindirik gövdeli, taştan ve tek şerefelidir. Caminin bütününde iki sıra tuğla ve bir sıra taş örgü görülmektedir.


Kümbetli Cami (Dünbekli Cami) (Karacabey)

Bu caminin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki vakıf kayıtlarında da bunu belirten bir belgeye rastlanmamıştır.

Cami, doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı olup, kuzeyinde ona bitişik yan mekan ve batısında da bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yeri kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Güney duvarında bir pencere, batı duvarında bir giriş ve iki yanında da ikişer pencere bulunmaktadır. İbadet mekanına iki sütunla girilmektedir. Üzeri Türk üçgenleri ile oluşturulan merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Yarım yuvarlak olan mihrap nişinin iki yanında ve güney kenarındaki iki sıra halinde, ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Güney duvarının batı köşesine minber, doğu köşesine de vaiz kürsüsü yerleştirilmiştir. Caminin yanındaki yan mekanın ortasında ikisi duvara bitişik üç paye bulunmaktadır. Yan mekanların kuzey cephesinde üstteki iki mazgal penceresi dışında başka bir aydınlatmaya rastlanmamaktadır.

Caminin içerisi, batı ve kuzey cepheleri sıvalıdır. Yan mekanın doğu cephesi kaba moloz taş, tuğla ve devşirme mermerlerden örülmüştür.


Ulu Cami (Karacabey)

Ulu Cami’nin içerisinde 69x83 cm. ölçüsündeki iki satırlı mermer kitabesinde, caminin banisinin ismi bulunmamaktadır. Ebcet hesabına göre de bu cami 1475-1476 yıllarında yaptırılmıştır. Ancak, Ekrem Hakkı Ayverdi’ye göre bu cami Sultan I.Murad Hüdavendigâr (1362-1389) vakfındandır. Cami, Sultan I.Abdülhamid (1774-1789) döneminde onarılmıştır. Yunan işgali sırasında yanmış, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından da 1964 yılında onarılmıştır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzeyinde doğu-batı yönünde bir son cemaat yeri yapıya enlemesine eklenmiştir. Doğu cephesinde ise, ibadet mekanı ile son cemaat yerini ayıran duvarın yanında altıgen minare kaidesi görülmektedir. Kuzey duvarındaki bir kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanında yarım yuvarlak mihrap nişi, güney duvarının ekseninde bulunmaktadır. İbadet mekanı doğu ve batı duvarlarında birbirlerine simetrik üçerden altı, güney duvarında da yine birbirlerine simetrik ikişerden dört, kuzey duvarında da iki pencere ile aydınlatılmıştır. İbadet mekanı kuzey, doğu ve batısında U planlı bir mahfil ile çevrelenmiştir. Caminin son cemaat yeri ile ibadet mekanı düz tavanlıdır.

Caminin doğu cephesinde bulunan minare kaidesi altıgen olup, bunun üzerinde pahlı pabuç ve onaltıgen gövdeli, tek şerefeli minaresi yerleştirilmiştir. Orijinal kaide dışında bu minare 1962 yılında yenilenmiştir.

Yapı iki sıra moloz taş, iki sıra tuğla ile örülmüştür. Ekrem Hakkı Ayverdi bu caminin daha alçak iken, sonradan yükseltildiğini ileri sürmektedir. Buna göre caminin bugünkü şekli Sultan I.Abdülhamid dönemine aittir.


Hacı Ali Ağa Camisi (Karacabey)

Karacabey, İsmet paşa Köyü’nde bulunan Hacı ali Ağa Camisi’nin giriş kapısı üzerindeki 32x60 cm. ölçüsünde üç satırlık mermer kitabesinden bu yapının Keisenli hacı Ali Ağa tarafından 1814-1815 yılında yapıldığı öğrenilmektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülmüştür. İbadet mekanına kuzey cepheden iki yanında birer penceresi olan bir kapıdan girilmektedir. Giriş ekseninin güney duvarında yarım yuvarlak mihrabı bulunmaktadır. Mihrabın iki yanında birer pencere, doğu ve batı duvarlarında da ikişer penceresi vardır.

Caminin kuzeybatısındaki minare kaidesi kesme taştan, beden duvarları ise moloz taştan yapılmıştır. Minare gövdesi ile pencere kemerleri tuğladandır. Bu cami depo olarak kullanılmıştır.


Eski Cami (Karacabey)

Karacabey Ulubat Köyü’nde bulunan bu cami halk tarafından Eski Cami, Valide Sultan Camisi veya Yıldırım Camisi isimleri ile tanınmaktadır. Kitabesi günümüze ulaşmamıştır. Kaynaklarda da bu cami ile ilgili belirli bir bilgiye rastlanmamaktadır. Yapı üslubundan XIV.yüzyılın sonlarında veya XV.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Halk arasındaki bir söylentiye göre de Bursa Ulu Camisi’nin yapımından sekiz yıl sonra, 1408’de yapılmıştır. Ayrıca bu caminin yanında bir hamam ve han bulunduğu da belirtilmektedir. Bunlardan günümüze herhangi bir iz gelmemiştir.

Cami 1952 yılında büyük bir onarım geçirmiş ve bu sırada da kuzeyine yeni bir son cemaat yeri eklenmiştir.

Eski Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. İbadet mekanı kare planlı olup, son cemaat yeri de onun kuzeyine doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olarak eklenmiştir. Son cemaat yeri batısındaki bir duvarla ikiye bölünmüştür. Batı bölümü kapı ve penceresi ile ibadet mekanına açılmaktadır. Doğu bölümü ise kuzey duvarındaki pencere ile dışa ve batı duvarındaki kapı ve pencere ile de batı bölümüne açılmaktadır. Güneyinde bir niş, doğuda da dört basamaklı bir merdivenle çıkılan minare kapısı bulunmaktadır. Bugün bu kapı örülerek kapatılmıştır. Caminin kuzey köşesinde de minare kaidesi görülmektedir. Minare kaidesi düzgün taş ve mermer devşirme parçalar ile tuğlalardan örülmüştür. Minare taşları arasına yer yer dikine tuğlalar yerleştirilmiştir. İbadet mekanı düz tavanla örtülmüş, güney duvarına kenarları içe doğru çıkıntılı yarım yuvarlak mihrap nişi yerleştirilmiştir. Bunun iki yanında sekiler, batısında da minberi bulunmaktadır. Cami doğu ve batı duvarlarındaki ikişer pencere ile aydınlatılmıştır.


Dedeler Köyü Camisi (Keles)

Keles, Dedeler Köyü Camisi’nin kitabesi bulunmadığından ve onunla ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmadığından, ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Cami değişik dönemlerde onarım gördüğünden orijinalliğinden oldukça uzaklaşmış, mimari üslubu da bu konuda yeterli bir bilgi vermemektedir.

Dedeler Köyü Camisi bugünkü görünümüyle kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, çatılı bir camidir. Güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi, kuzey duvarında da ibadet mekanının giriş kapısı bulunmaktadır. İçerisi güney yönünde mihraba simetrik iki, batıda da biri altta, biri üstte doğuda da iki dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Bunun dışında caminin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.


Sarıyer Mahallesi Camisi (Turabi Efendi Zaviyesi) (Keles)

Keles, Denizler Köyü’nde bulunan bu cami, kitabesinden öğrenildiğine göre Valide Sultan’ın Kethüdası Yusuf Efendi tarafından 1797-1798 yıllarında yaptırılmıştır. Caminin güneyindeki haziresinde Turabi Efendi’nin şeyhlerinden Şeyh Hasan’ın, Derviş Habib’in mezar taşları bulunmaktadır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap tavanlı ve çatılıdır. Kuzey yönünden girilen caminin ekseninde yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Mihraba simetrik iki, kuzey duvarındaki pencerelerle aydınlatılmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarım geçirdiğinden orijinalliğinden uzaklaşmış olup, mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.


Harmanalan Köyü Camisi (Keles)

Keles, Harmanalan Köyü’ndeki bu caminin de kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Ancak haziresindeki mezar taşında Pir Mehmet Efendi’nin halifesi Saçlı Habib Efendi’nin 1837-1838 tarihli mezar taşı bulunmaktadır. Cami içerisindeki sancakta da 1864-1865 tarihi yazılıdır. Buna göre caminin XIX.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.

Cami, dikdörtgen planlı ve çatılıdır. Güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. İbadet mekanı mihrabın iki yanındaki birer, doğu ve batı duvarında da alt ve üstlü birer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin giriş kapısının ahşap çerçevesi orijinaldir. Duvarları moloz taştan yapılmış ve ahşap hatıllarla desteklenmiştir. Çeşitli onarımlar geçiren caminin minaresi 1969 yılında yapılmıştır.


Kemaliye Köyü Camisi (Keles)

Keles, Kemaliye Köyü’ndeki caminin giriş kapısı üzerindeki tarih yazıtından 1874-1875 tarihinde yapıldığı öğrenilmektedir. Banisi belli değildir.

Cami, dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür. Güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi vardır. İçerisi mihrabın iki yanındaki birer, doğu, güney, batı ve kuzey yönlerindeki duvarlardaki birer pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin içerisinde kalem işleri ve ahşap süslemeleri bulunmaktadır. Özellikle tavan çıtalarla bölümlere ayrılmış ve içerisi çeşitli motiflerle süslenmiştir. Aynı bezemeler ajur tekniği ile yapılmış minberde de görülmektedir. Caminin duvarlarında, pencere kenarlarında ve mihrapta başta selvi olmak üzere çiçek motifleri, kıvrık dallarla bezeli kalem işleri dikkati çekmektedir.

Son cemaat yeri doğu-batı yönünde düzensiz beşgen planlıdır. İbadet mekanı ve son cemaat yeri çeşitli dönemde yapılan onarımlarla orijinalliğinden uzaklaşmıştır. Bu arada camiye 3-4 m. uzaklıkta yeni bir minare yapılmıştır.


Kıranışıklar Köyü Eski Camisi (Keles)

Keles’in Kıranışıklar Köyü’nde bulunan Eski Cami’nin yanındaki bir çeşmeden 1719 yılında yapıldığı öğrenilmektedir.
Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır. Caminin kuzey yönünde ibadet mekanına giriş kapısı yer almaktadır. Ancak bu kapı mihrap ekseninden aynı doğrultuda olmayıp, yana kaymıştır. İç mekan güney cephede ikişer, doğu cephede birer ve kuzey cephede de ikişer dikdörtgen pencere ile aydınlatılmıştır. Ahşap tavan dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış 16 dilime bölünmüş ve içerisi çeşitli motiflerle bezenmiştir. Yarım yuvarlak mihrap nişi alçıdandır ve profilli bir çerçeve ile sınırlandırılmıştır.

Çeşitli dönemlerde onarım gören yapı moloz taştan olup, duvarlar ahşap hatıllarla desteklenmiştir.


Yağcılar Köyü Camisi (Keles)

Keles, yağcılar Köyü’ndeki caminin minare kaidesindeki mermer kitabede Hacı Mehmet tarafından 1892-1893 yılında yapıldığı yazılıdır. Yine buradaki ikinci bir kitabeden de minarenin 1907-1908 yıllarında Hacı Osman tarafından Şükrü ve Mustafa isimli ustalara yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır. Caminin kuzey cephesinde giriş kapısı bulunmaktadır. Mihrap yarım yuvarlak olup güneydedir. Mihrabın batısında minber, kuzeyinde de iki sıra halinde ikişer desteğin taşıdığı kadınlar mahfeli vardır. İbadet mekanı giriş kapısının ekseninde altlı ve üstlü ikişer, doğu ve batı duvarında altta ikişer, doğu cephesinde de üç üst pencere ile aydınlatılmıştır.

Caminin kuzeybatısındaki minare kare kaideli olup, bunun üzerine silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. İçeriden ve dışarıdan sıvalı olan cami moloz taştan yapılmıştır.


Tekke-i Cedid Camisi (Koca Ali Efendi Camisi-Hacı Mehmet Ağa Mescidi) (Mudanya)

Caminin haziresindeki mezar taşında Hacı Mehmet Ağa’nın 1685-1686 yılında öldüğü ve bir mescit yaptırdığı belirtilmiştir. Avlu kapısındaki kitabede 1877-1878 yılında yapıldığı belirtilmiştir. Haziredeki mezar taşında 1685 ve 1686 tarihleri yazılıdır. Bu durumda caminin banisinin ölüm tarihi ile caminin yapımı arasında yaklaşık dokuz yıllık bir fark bulunmaktadır. Buna dayanılarak caminin Hacı Mehmet Ağa tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.

Cami yapılan onarımlarla özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Eski minare korunarak buraya modern bir cami yapılmıştır. Orijinal minare kare kaideli 16 cepheli ve tek şerefelidir. Şerefenin altı testere dişli bir frizle bezenmiştir.


Halil Ağa Camisi (Eski Cami) (Mudanya)

Halil Ağa Camisi’nin giriş kapısı üzerindeki iki satırlı kitabesinde Kethüda Halil Efendi tarafından 1643-1644 yıllarında yapıldığı yazılıdır.

Cami kare planlıdır. Üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kuzey duvarından girilen ibadet mekanının mihrabı beş cepheli olup, doğu yönüne kaydırılmıştır. Mihrabın ve girişin iki yanında ikişer pencere, doğu ve batı duvarlarında altlı üstlü ikişer pencere ile aydınlatılmıştır. Cami moloz taş ve tuğladan yapılmış, pencere kemerleri ve saçak altında da testere dişi frizler uygulanmıştır. Caminin güneyinde ikinci bir giriş bulunmaktadır.

Caminin kuzey köşesinde beşgen minare kaidesi, kesme taştan olup, gövde ve şerefe ve petek tuğladan yapılmıştır. Cami içerisindeki kalem işi ve ahşap süslemeleri ile dikkati çekmektedir. Kubbe eteğinde kıvrık dal motifleri, kubbenin ortasında güneş ışınlarını andıran bir yarım daire ve bunun çevresinde çiçekli dal motifleri bulunmaktadır. Ahşap süsleme ise, mihrap önündeki tavan göbeğinde ve minberde görülmektedir. Özellikle minber korkulukları ajur tekniği ile yapılmıştır.


Hasan Bey Camisi (Hasan Mısrî Bey Camisi) (Mudanya)

Hasan bey Camisi’nin kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerindeki dokuz satırlık kitabesinden caminin Hasan Bey tarafından 1652-1653 yıllarında yaptırıldığı öğrenilmektedir. Cami içerisindeki bir diğer kitabeden de Mirliva-i Mısır Hasan bey ismi yazılıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki vakıf kaydına göre de Hasan Mısri Bey tarafından yapıldığı belirtilmiştir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Ayrıca cami kuzey ve doğudan L biçimli düz tavanlı bir son cemaat yeri ile çevrilmiştir. Batı cephesinin kuzeyinde son cemaat yeri ile ibadet mekanının birleştiği yere de kare kaideli minaresi yerleştirilmiştir. İbadet mekanına kuzey cephenin ortasındaki bir kapıdan girilmektedir. İbadet mekanının güney duvarı ortasında yedi köşeli bir mihrap bulunmaktadır. Mihrabın iki yanında altlı üstlü ikişer, doğu duvarında beş alt, batı duvarı ile kuzey köşelerinde de daha geniş birer pencere vardır. İbadet mekanının üzeri kaplama tekniğinde yapılmış bir tavanla örtülmüştür. Bu tavanın üzerinde ve mihrap nişinde de çeşitli bitkisel motifler bulunmaktadır. Pencerelerin ahşap çerçevelerinde yine kalem işleri görülmektedir. Bunlar yeşil zemin üzerine kırmızı renkte karanfiller, laleler ve kıvrık dallar ile hançer yapraklarıdır.

Caminin kuzey cephesinin batısında yer alan taş kaideli minare gövdesi silindirik ve tek şerefeli olup, tuğladan yapılmıştır.


Tekke-i Atik Camisi (Hacı Ali Zagili Magrabi Camisi-Eski Cami) (Mudanya)

Tekke-i Atik Camisi’nin batı duvarı üzerindeki bir kitabede Müezzin Molla Hasan ismi ve 1760-1761 tarihi yazılıdır. İkinci kitabede ise, Kaymakam Hasan Fehmi Bey ismi ile 1893-1894 tarihi yazılıdır. Caminin girişi üzerindeki yakın tarihlerde konulmuş kitabede de “Tekke-i Atik Camisi ve 1453” tarihi yazılıdır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bununla ilgili üç vakıf kaydı bulunmaktadır. Buna göre; Hacı Ali Zagili Magribi, Eski Cami, Cami-i Atik ve Tekke-i Atik isimleri geçmektedir. Mudanyalıların Tekke-i Atik Camisi dedikleri bu yapının banisi ve yapım tarihi bu nedenle aydınlanamamıştır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzeyinde ahşap tavanlı bir son cemaat yeri olup, bunun orta kısmı sundurma şeklinde ahşap çatılı olarak üçgen bir alınlıkla ileriye uzanmaktadır. Bu sundurma ve ahşap tavan dört ahşap sütunla desteklenmiştir. Son cemaat yerinden ahşap çerçeveli dikdörtgen ve üzerinde yuvarlak bir penceresi olan kapıdan ibadet mekanına girilmektedir. İbadet mekanı kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri düz bir tavanla örtülmüştür. Yarım yuvarlak mihrap nişi güney duvarının ortasında yer alır. Bunun iki yanında birer, doğu ve batı yönlerinde de ikişer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin ikinci sırasındakiler dışa doğru daralmaktadır.

Yapının üstü kırma çatı ile örtülüdür. Doğu yönünde kare minare kaidesi bulunmaktadır.


İbrahim Çelebi Camisi (Mudanya)

Mudanya Kaymakoba Köyü’ndeki İbrahim çelebi Camisi’nin kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Ayrıca vakıf kayıtlarında yalnızca ismi geçtiğinden ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

Büyük olasılıkla İbrahim Çelebi’nin yaptırdığı bu cami kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Üzeri ahşap çatı ile örtülü caminin güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap nişinin iki yanında duvarlar boyunca uzanan bir seki vardır. Güney batı köşesinde de minberi vardır. Cami kuzey ve güney duvarlarında üçer pencere ile aydınlatılmaktadır.

Caminin sıvalı olan duvarları içerisinde yer yer, tavan eteğinde, pencere çevresinde ve mihrap nişinde kalem işi bezemeler bulunmaktadır.


Ahmet Ağa Camisi (Mudanya)

Mudanya Mirzaova Köyü’nde bulunan Ahmet Ağa Camisi’nin kitabesi bulunmamaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında bu caminin yalnızca ismi verilmiştir. Yanındaki çeşmede ise 1812-1813 tarihi okunmaktadır. Büyük olasılıkla bu cami çeşme ile birlikte XIX.yüzyılın başlarında yapılmıştır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap çatılıdır. Kuzeydoğu köşesinde de kare kaideli minaresi bulunmaktadır. Kuzey cephesindeki giriş kapısı çift kanatlı olup, üzerinde ve iki yanında birer küçük penceresi vardır. Girişin karşısındaki altı sıra mukarnaslı mihrap, yarım yuvarlak olup, batı köşesinde de minber bulunmaktadır. Cami batı, güney ve kuzey yönünde altlı üstlü kemerli ikişer pencere ile aydınlatılmaktadır.

Caminin duvarları moloz taş ve kerpiçten yapılmıştır. Ayrıca batı ve kuzey cephelerinde de beş yatay hatıl ile duvarlar kuvvetlendirilmiştir. Minare kare kaideli olup, oldukça alçak boylu ve yuvarlak gövdelidir.


Fatih Camisi (H.Stephanos Kilisesi) (Mudanya)

Mudanya, Zeytinbağı bucağında olan fatih Camisi aslında bir Bizans kilisesidir. T.Evangelidis’e göre 720-730 yıllarında yapılmıştır. Giriş kapısının hizasında saçak altında bulunan beş satırlık mermer kitabesinde Hacı Hasan tarafından 1560-1561 yıllarında Fatih Camisi ismi ile camiye dönüştürüldüğü belirtilmiştir.

Cami doğu-batı doğrultusunda olup, narteksi son cemaat yerine çevrilmiştir. Ayrıca bunun önüne dört direğin taşıdığı ikinci bir giriş eklenmiştir. İbadet mekanının ortasındaki dört sütun yüksek kasnaklı kubbeyi taşımaktadır. Kapalı Yunan haçı planındaki bu yapıda kubbenin dışında kalan bölümler tonozlarla örtülmüştür. Kilisenin absidi dışa taşkın ve iki bölümlü olup, bunlardan bir tanesi mihrap olarak kullanılmaktadır. Absit üstte üç yuvarlak kemerli pencere ile dışa açılır. Bunun dışında kapalı haçın kollarında sivri kemerli dörder pencere ile içerisi aydınlatılmıştır.

Cami, düzgün tuğla sıraları, moloz taşlar ve yer yer de kesme taşlardan örülmüştür. Pencere ve hafifletme kemerleri tuğladandır. Sütunlar, başlıklar, kapı söve ve lentoları mermerdendir. Cami içerisinde dikkati çeken bir bezeme bulunmamaktadır.


Hamza Bey Camisi (Mustafakemalpaşa)

Hamza Bey camisi’nin yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze ulaşamamıştır. Bununla beraber caminin güneyindeki türbenin kuzey cephesinde ve giriş kapısı yanında iki kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerde de Murat bey’in oğlu Hamza Bey’in 1462-1463 yılında bazı vakıflarda bulunduğu yazılıdır. Ekrem Hakkı Ayverdi, Hamza Bey’in Lala Şahin paşa’nın torununun çocuğu veya torununun torunu olduğunu belirtmiştir. Buna dayanılarak yapının Fatih döneminde (1451-1481) yapıldığı sanılmaktadır.

Bu cami 1950 yılında tamamen yenilenmiş ve özelliğini kaybetmiştir. Yeni yapılan caminin planı ile eski caminin planı arasında hiçbir bağlantı bulunmamaktadır.


Lala Şahin Paşa Külliyesi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa’daki Kirmasti Çayı’nın yanında yer alan külliyeden minare, türbe ve medrese kalıntısı günümüze gelebilmiştir. Lala Şahin Paşa’nın 1384 tarihli vakfiyesinde Kirmasti’de (Mustafakemalpaşa) bir cami ve karşısında zaviye yaptığını belirtmiştir. Bu vakfiyede lala Şahin paşa’nın Bursa’daki medresesi belirtmişse de Mustafakemalpaşa’daki medreseden söz edilmemiştir. Günümüzde türbenin kuzeydoğusunda ne zaman yıkıldığı bilinmeyen caminin minaresi, güneydoğusunda da medresesi bulunmaktadır. Bu yapının kitabesi olmadığından kesin bir tarih verilememektedir. Bununla beraber Ekrem Hakkı Ayverdi bu yapıların Orhan Gazi döneminde (1324-1362) yapıldığını ileri sürmektedir. Bu külliye, Mustafakemalpaşa civarındaki bir kalenin yakınında olan Yalak Abad Savaşı sırasında elde edilen ganimetle yapılmıştır.

1787 tarihli bir kadı siciline göre caminin duvarlarının 1.14 m. kalınlığında ve 6.82 m. yüksekliğinde ve 12 penceresinin olduğu yazılıdır. Günümüze gelen minare kaidesinde bulunan kitabeye göre 1823 tarihinde onarılmıştır. Ekrem Hakkı Ayverdi’ye göre yalnızca minare gövdesi onarılmış kaidesi eskiden kalmadır. Bu minarenin evvelce Kirmasti Çayı’nın kenarında olduğu, sonradan yerinin değiştirildiği ileri sürülmüştür. Minare köşeli taş kaideli, silindirik gövdelidir. Kaidesi bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla ile örülmüştür. Gövde kısmı tuğladandır. Ayrıca kaidede yer yer devşirme parçalardan da yararlanılmıştır.


Şeyh Müftü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Şeyh Müftü Camisi’nin giriş kapısı üzerinde yer alan üç satırlık mermer kitabesinde bu caminin Naip Şefik Bey’in yardımı ile 1894-1895 yılında yapıldığı yazılıdır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, sonraki dönemde kuzey yönüne bir son cemaat yeri eklenmiştir. Batı cephesinin kuzey köşesine de minare yerleştirilmiştir. İbadet mekanının ortasında dört sütunun taşıdığı bir kubbe, bunun dışında kalanlar da ahşap çatı ile örtülüdür. Güney duvarı ekseninde bulunan mihrap beş cepheli olup, iki yanına simetrik üçer pencere açılmıştır. Güney, doğu ve batıdaki pencereler sivri kemerli, dışa doğru daralmaktadır. Ayrıca kuzey duvarındaki giriş kapısı yanında da iki pencere görülmektedir.

Batı cephesinin güneyinde yer alan minare kare kaideli, kesme taştan, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Cami moloz taş ve tuğladan yapılmış, köşelerde kesme taş kullanılmıştır. Caminin içerisinde bezeme olarak kıvrık dal, rûmi ve hatayilerden meydana gelen kalem işleri bulunmaktadır. Ayrıca ahşap tavanda da geometrik süslemeler görülmektedir. Caminin yanında Şeyh Müftü’nün türbesi bulunmaktadır.


Ayas Köyü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa Ayas Köyü’nde bulunan bu caminin girişi üzerinde bulunan üç satırlık mermer kitabede minarenin 1899-1900 yıllarında yapıldığı, banisinin de Muhammed isimli bir kişi olduğu belirtilmiştir:

Ne dikleş sürete girmiş binâsı bu minârenin
Sanurmısın olur bihûde mesâ’isi bâninin
Muhammed eyledi refik çünki hasbeten lillâhdır sa’yi
“Ve’l-bâkıyâtu’s-sâlihât”dır müjdesi anın
Atâyi hakkıile târihin didin “âbd-i muhtâr”
Aranur ise bilinsün vakt-i inşâsı bunun 1317.

Caminin minaresi orijinal olup, onun dışında kalan bölümleri tamamen yeni ve hiçbir özellik taşımamaktadır. Kare kaideli yuvarlak gövdeli tek şerefeli minare taştan yapılmıştır.

Caminin yanında Hamza Bin Aysa Bey’in türbesi bulunmaktadır.


Tatkavaklı Köyü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa’nın Tatkavaklı Köyü’nde bulunan bu caminin kapısı üzerindeki mermer kitabeden 1905-1906 yıllarında yapıldığı belirtilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki kayıtlarda da 1887-1888 tarihi yazılıdır. Cami 1965 yılında tamamen yenilenmiş ve orijinal özelliğinden uzaklaşmıştır. Yalnızca son cemaat yerinin batı duvarındaki kübik kaideli silindirik gövdeli ve tek şerefeli minaresi orijinaldir. Şerefe korkuluğundaki bezemeler dışında başka bir özelliği bulunmamaktadır. Bu bezemelerde kesme taş üzerine kabartma tekniği ile geometrik bezemeler ve ibrik motifleri yapılmıştır.


Hacı Hasan Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa, Kestelek Köyü’ndeki bu cami yeniden yapılmıştır. Yalnızca avlusunda 33x66 cm. boyunda üç satırlık mermer kitabesi eski camiye aittir. Bu kitabede caminin 1886 yılında yapıldığı belirtilmiştir:

Bed’olundu işbu câmi-i şerîf i’mârına
Üç senede çün nasib oldu bunun itmâmına
Ger hulûs ile muvaffak olduk ise bu işe
Olmadık ise ne yüzle varuruz dizarına (didarına)
Li hamsetun utfiu bihâ harra’l-vebâ’l-hâtuıma
El-Mustafâ ve’l-Murtazâ ve’bnâhumâ ve’l-Fâtıme
Sene 1304 (1886) Muharrem.


Yenice Köyü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa Devecikonağı bucağındaki yenice Köyü Camisi’nin 51x62 cm. ölçüsündeki mermer kitabesinden Hızır Paşa tarafından 1901 yılında yaptırıldığı yazılıdır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, buna sonradan bir de son cemaat yeri eklenmiştir. Ahşap çatı ile örtülü olan caminin güney duvarının ortasında yarım yuvarlak mihrabı, kuzey kapısında da giriş kapısı bulunmaktadır. Caminin güney duvarından altlı ve üstlü ikişer, doğu ve batı duvarında ikişer alt, üçer üst, kuzey duvarında da iki alt pencere ile aydınlatılmıştır. Bu pencerelerden alttakiler yuvarlak kemerli üsttekiler de dikdörtgendir.


Kilise Camisi (H.Paraskeva Kilisesi) (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa Söğütalan, Akçapınar Köyü’nde bulunan bu caminin orijinal yapısı kilisedir. Giriş kapısı üzerindeki kitabede de camiye çevrildiği 1928 tarihi yazılıdır.

Yapı bazilika planlı olup, doğu batı doğrultusundadır. İbadet mekanı (naos) ahşap sütunlarla üç nefe ayrılmıştır. Doğu duvarında bugün mihrap olarak kullanılan yarım yuvarlak apsit ve iki yanında da birer dikdörtgen niş bulunmaktadır. Yapının güney duvarında üç basık kemerli büyük bir pencere, batıda da kare pencere, kuzey duvarında da üç basık kemerli pencereler yer almaktadır. Yapı oldukça harap durumdadır.


Erenler Köyü Camisi (Orhaneli)

Bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden, vakıf kayıtlarında bununla ilgili bir belgeye rastlanmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür. Kuzeydeki son cemaat yeri de doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve ahşap tavanlıdır. İbadet mekanının güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi, üzerinde de yuvarlak kemerli iki penceresi bulunmaktadır. Caminin doğu duvarında dört, üzerinde yuvarlak kemerli iki küçük penceresi; kuzey duvarında ibadet mekanına açılan kapının doğusunda kareye yakın dikdörtgen bir pencere bulunmaktadır. Batı duvarında da zeminden yaklaşık 1.80 m. yüksekliğinde yuvarlak kemerli üç penceresi bulunmaktadır. İbadet mekanının duvarları ve mihrap dışında bitkisel motifli kalem işleri vardır.

Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.


Harmancık Merkez Camisi (Hacı Osman Alan Mescidi) (Orhaneli)

Orhaneli Harmancık bucağındaki bu caminin minare kaidesi üzerindeki bir kitabeden 1904 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir. Caminin banisi bilinmemekle beraber bu kitabede yalnızca ustaların ismine yer verilmiştir.

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile kapatılmıştır. Güney duvarının ortasında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Caminin doğu ve batı duvarlarında yaklaşık eşit ölçülerde ve eşit aralıklarda pencereler sıralanmıştır. Doğu duvarında 7, batı duvarında da 5 pencere bulunmaktadır. Batı duvarındaki ikinci pencerenin yerine de minare kapısı açılmıştır. Ayrıca kuzey duvarındaki giriş kapısının yanında iki pencere vardır. Caminin son cemaat yeri ile ibadet mekanı arasında seviye farkı bulunmakta ve bu yüzden buraya basamakla çıkılmaktadır. İbadet mekanının güneyinde, köşede vaiz kürsüsü ve minberi bulunmaktadır. Kare kaideli minare caminin batı cephesine bitişiktir.


Hacı Mehmet Camisi (Orhaneli)

Orhaneli, Çakmak Köyü’ndeki Hacı Mehmet Camisi’nin de kitabesi bulunmamakta ve vakıf kayıtlarında onunla ilgili bir belge olmadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkla banisi Hacı Mehmet isimli bir kişidir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır. Güneyde yarım yuvarlak mihrabı bulunmaktadır. Yapının kuzeyinde doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, üzeri tavanla örtülü bir son cemaat yeri vardır.

Mihrap nişinin doğusunda bir altlık ve üstlük, batısında da yalnızca bir üstlük pencere bulunmaktadır. Doğu duvarında ise iki altlık ve üstlük pencere vardır.


Murat Çelebi Camisi (Cuma Camisi) (Orhaneli)

Orhaneli ilçesinin Nalbant Köyü’nde bulunan Murat Çelebi Camisi’nin kitabesi bulunmadığından ve vakıf kayıtlarında da bununla ilgili bir bilgiye rastlanmadığından kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır. Son cemaat yeri iki katlıdır. İki sütun ve bir ahşap desteğe oturmaktadır. İbadet mekanı düz tavanlı olup, tavanı taşıyan iki destek bulunmaktadır. Güney duvarı ekseninde yarım yuvarlak bir mihrap nişi, batısında da bir minber bulunmaktadır. Cami doğu ve batı duvarlarında birbirlerine eşit ikişer pencere, kuzeydeki giriş kapısı yanında birer pencere ile aydınlatılmaktadır.


Orhan Gazi Camisi (Orhangazi)

Orhan Gazi Camisi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Orhan Gazi dönemi (1324-1362) eserleri arasındadır.

Cami kareye yakın dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır. Caminin önünde iki yanlı merdivenle çıkılan bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İki katlı son cemaat yeri dört sütunlu olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Girişin sağ ve solunda iki mihrapçık ve iki de pencere bulunmaktadır. Ayrıca sağ köşesine minaresi yerleştirilmiştir. Kare planlı olan ibadet mekanının güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap dokuz sıra testere dişi ile bezelidir. Mihrabın iki yanında iki, doğu ve batı duvarlarında da üçer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Dikdörtgen çerçeveli bu pencereler iki katlı olup, bunlardan bazıları dıştan örülerek nişe dönüştürülmüştür. Mihrabın kuzey köşesine de minberi yerleştirilmiştir. Girişin sağ ve solunda ikişer ahşap sütunun taşıdığı kadınlar mahfeli bulunmaktadır.

Caminin yapımında moloz taş kullanılmış, köşelerde kesme taş kullanılmıştır. Yer yer ahşap hatıllar görülmektedir. Saçak altına rastlayan yerlerde tuğladan testere dişleri ile hareketli bir görünüm verilmiştir. Cami içerisinde yer yer kalem işi kalıntıları görülmektedir. Bunlar kıvrık dal ve yapraklardır.

Minare dikdörtgen prizma kaideli olup, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Şerefe altı dört sıra testere dişi ile bezenmiştir.

Merkez Camisi (Büyükorhan)

Büyükorhan Kayapa Köyü’ndeki bu caminin kuzey cephesinde üst üste iki kitabe bulunmaktadır. Bunlardan birinci kitabede 1759-1760 tarihi ile Hacı Mehmet Ağa’nın ismi yazılıdır. İkinci kitabede 1806-1807 tarihi ve Hacı Mustafa Ağa’nın ismi yazılıdır. Ayrıca caminin orijinal minaresinin kaidesinin üç cephesinde de birer mermer kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerin birincisinde 1757-1758, ikincisinde 1759-1760 tarihleri olup, minarenin Hacı İbrahim tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Üçüncü kitabede ise hayır sahibi Hacı Hüseyin’in ismi geçmektedir. Caminin kuzeybatısındaki çeşmede ise, çeşmenin İstanbullu Hacı Osman Efendi tarafından 1654-1655 tarihlerinde yaptırıldığı yazılıdır.

Caminin giriş kapısı üzerindeki ilk kitabede ismi geçen Hacı Mehmet Ağa’nın bu camiyi yaptırdığı sanılmaktadır. Büyük olasılıkla da kitabedeki 1759-1760 tarihinin caminin yapım tarihi olduğu sanılmaktadır. Belirli zamanlarda onarım geçirdiğinden orijinal durumundan uzaklaşmış basit bir köy camisidir.


Tahtalı Köyü Camisi (Nilüfer)

Nilüfer ilçesi Tahtalı Köyü’ndeki bu caminin eski minare kaidesinden kalma beş satırlık mermer kitabesinde minarenin 1855-1856 yılında Halil Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir. Bunun dışında caminin yapımı ve banisi hakkında da bir bilgi bulunmamaktadır.

Minare kitabesi;

Şâd ola Hazret-i ol rûh-ı Bilal-i Habeşi
Hams evkâtda şehâdetle okundukça ez3an
Buyturub hakk-ı müezzinde hadis-i fahr-i rusül
Didi etvâl görünür nâsa o yevmu’l-miân
Rûh-ı pâkine salât ile selâm it şeb (ü) rûz
Mahzar-ı ‘afv (Ü) şefâat olasın ande hemân
O kerem kânı Halil Ağa olubdur bâni
Sayini hayra muvaffak ide dâim Mennân
……. Söyle dua tarz-ı mücevher târih
Tanrıyâ sakla hatâdan bu menârı elân 1272 (1855-56).


Hacı Recep Camisi (Nilüfer)

Nilüfer Akçalar Köyü’ndeki bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında da bu köyde yalnızca El-Hac Recep Camii Şerifi ismi geçmektedir. Minare kaidesinin kuzey cephesinde de 1767-1768 tarihi bulunmaktadır.

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır. Kuzeydeki son cemaat yeri batı-doğu doğrultusunda olup, dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır. Bu bölüm kuzeyde dört, batıda da bir ahşap sütunla desteklenmiştir. Kuzeydoğu köşesine de kare kaideli silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenmiştir. Cami altta üç büyük yuvarlak kemerli, üstte de üç yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Duvarları ve mihrabı kalem işleri ile bezenmiştir. Güney duvarında da mihrap nişi yuvarlak olarak dışarıya çıkıntılıdır.


Gölyazı Köyü Camisi (Nilüfer)

Nilüfer ilçesinin Gölyazı Köyü’ndeki bu caminin kitabesi bulunmamaktadır. Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde Gölyazı’daki bir camiye ait vakıf kaydı bulunmaktadır.

Cami bilinmeyen bir tarihte doğuya doğru genişletilmiş ve buraya sonradan iki katlı bir son cemaat yeri eklenmiştir. Doğu-batı yönündeki dikdörtgen planlı ibadet mekanı, doğu duvarında iki, batı ve güney duvarında da üçer pencere ile aydınlatılmıştır. Güney duvarına beş cepheli mihrap yerleştirilmiştir. Bu bölümün doğusunda beş cepheli minare bulunmaktadır. İbadet mekanının üzeri düz bir tavanla örtülmüştür.Cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.


Hacı Mustafa Ağa Camisi (Nilüfer)

Nilüfer ilçesi, Hasanağa Köyü’ndeki bu camiyi, kitabesinden öğrenildiğine göre Hacı Mustafa Ağa 1852-1853 yılında yaptırmıştır.

Üç satırlık kitabesi;
Sahibü’l hayrat ve’l hasenat
Mütevelli oğlu el-hac Mustafa Ağa 1269 (1852-53)

Cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır.


Babasultan Camisi (Kestel)

Kestel Babasultan Köyü’ndeki Babasultan Camisi, Geyikli Baba Camisi ismi ile de tanınmaktadır. Caminin yanında ayrıca türbe ve hamam da bulunmaktadır. Osmanlı kaynaklarına göre bu cami ve türbenin banisi Orhan Gazi’dir (1324-1362). Aşıkpaşazade tarihi Orhan Gazi’nin Geyikli Baba ismi ile tanınan bir dervişin üzerine kubbe, yanına tekke ve bir de mescit yaptırdığını yazmaktadır. XVI.yüzyıl Osmanlı tarihçilerinden Neşrî de Orhan Gazi’nin bu derviş öldükten sonra türbe, dergâh ve bir de cami yaptırdığını belirtmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki bir vakıf kaydı Geyikli Baba’nın Bursa’nın fethi sırasında İnegöl’de Keşiş Dağı (Uludağ) yöresine yerleştiğini belirtmektedir. Asıl ismi bilinmeyen bu derviş, Baba İlyas’ın müritlerinden olup, Osman Gazi’nin yakın dostluğunu kazanmış ve bu arada da Orhan Gazi ile de tanışmıştır.

Baba Sultan Camisi, iki ayrı mekandan yapılmış olup, bunlardan batıdaki bölüm XIX.yüzyılın sonlarına aittir. Cami ve türbe Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 1958’de Bursa Eski Eserleri sevenler Kurumu tarafından da 1963-1964 yıllarında onarılmıştır.

Caminin doğudaki bölümü kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Kuzeyindeki son cemaat yeri iki yuvarlak kemerle üç bölüme ayrılmış ve bunların üzeri aynalı tonozlarla örtülmüştür. İbadet mekanı kare planlı olup, üzeri Türk üçgenlerinin taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür. Güney duvarının ortasında yarım yuvarlak mihrap ve ona simetrik iki altlık ve iki üstlük pencere bulunmaktadır. Ayrıca doğu duvarının güneyinde biri altlık ve biri üstlük olmak üzere birer; kuzeyinde de türbeye açılan bir pencere bulunmaktadır. Bu bölüm 4.74 m. genişliğindeki yarım yuvarlak bir kemerle batı mekanına bağlanmıştır. Batı bölümünün kuzey duvarında yuvarlak kemerli giriş kapısı, güney duvarı ekseninde de yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Burası da güney ve kuzeyinde iki, batısında da dört pencere ile aydınlatılmıştır. Doğu mekanı ile türbe arasına minare yerleştirilmiştir. Bu minare silindirik gövdeli ve tek şerefelidir.

Cami tuğla ve taştan yapılmış olup, iki sıra tuğla ve bir sıra taş dizisi peş peşe kullanılmıştır. Ayrıca kapı ve pencerelerin kemerleri de tuğladandır. Yapının üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür.


Vani Mehmet Efendi Camisi (Kestel)

Kestel’deki Vani Mehmet Efendi Camisi, kuzeydeki giriş kapısı üzerinde bulunan dört satırlık mermer kitabeden Şeyh Mehmet Vani tarafından 1673-1674 yıllarında yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Vani Mehmet Efendi, Sultan IV.Murad (1623-1640), Sultan İbrahim (1640-1648) ve Sultan IV.Mehmed (1648-1687) döneminde yaşamış, İstanbul’da Bozğaziçi’ndeki Vaniköy’e yerleşmiştir. Müderris ve Vaiz olan Mehmet Vani Efendi II.Viyana kuşatmasına ordu vaizi olarak katılmış, kuşatmanın başarısız olmasından ötürü Kestel’e sürülmüş ve orada 1684-1685 yılında ölmüştür. Kestel’deki cami, medrese ve imaretini sürgün edilmeden önce yaptırmıştır.

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır. Yapının kuzey ve doğu cephesinde L şeklinde bir son cemaat yeri uzanmaktadır. Son cemaat yerinin kuzeyinde giriş kapısı ve bunun çevresinde de dokuz penceresi bulunmaktadır. İç mekanın kuzeyinde mahfil, güney duvarı ekseninde de yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. İbadet mekanı güney duvarında, mihrabın iki yanında birer, doğusunda dört, batısında üç ve kuzeyinde de giriş kapısının iki yanında birer tane olmak üzere on bir pencere ile aydınlatılmıştır. Caminin içerisi bitkisel ve geometrik motiflerin oluşturduğu kalem işleri ile bezenmiştir.

Minare kaidesi bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla olmak üzere yapılmıştır. Minare yuvarlak gövdelidir.


Cumalıkızık Köyü Camisi (Yıldırım)

Cumalıkızık Köyü Camisi’nin kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde, Cumalıkızık Köyü’nde ismi belirtilmeyen bir cami olduğuna işaret eden bir kayıt bulunmaktadır. Yörede yaşayanların söylediğine göre bu cami, 1916 yılında onarılmış, 1950-1955 yıllarında yapılan bir başka onarımla doğu yönüne doğru genişletilmiş, ahşap tavanı da tamamen yenilenmiştir. Bu onarım sırasında da caminin ilk yapısına ait güney duvarında mihrap nişi bulunmuş ancak üzeri kapatılmıştır.

Cami, doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı üzeri çatı ile örtülü bir yapıdır. Güney duvarında dışarıya çıkıntılı yarım yuvarlak bir mihrap nişi bulunmaktadır. Caminin iki giriş kapısı vardır. Bunlardan biri doğu, diğeri de batı duvarının kuzeyindedir. Bu girişlerin önüne de revaklar eklenmiştir. Yol seviyesinden ötürü merdivenle bu girişlere çıkılmaktadır. Batı yönündeki minaresi 1972-1973 yıllarında yapılmıştır.

İbadet mekanı ahşap bir tavanla örtülü olup, kuzey-güney eksenindeki bir paye üzerine oturan kemer burasını ikiye ayırmaktadır. Mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder